Tüm nemrutluğuma rağmen büyük bir inat ve ısrarla yanımda olmaya devam eden insanlar var. İnsanı yüklerinden arındırıp hafifleten hatta şımartan türden, pek güzel insanlar bunlar. İşte bunlardan biriyle, sevgili Çise'yle daha da şımaralım istedik ve kendimize "bize özel" bir kitap kulübü kurduk. Fikir klasik olsa da bizim durumumuza göre çok mantıklı bir noktadan hareketle yürürlüğe konduğu için, hele bir de büyük bir heyecan ve istek bu harekete eşlik ettiği için, iş gayet ciddi. "Bizim durumumuza göre" kısmına biraz açıklık getirmek istiyorum öncelikle. Çise de ben de edebiyatı, tiyatroyu, sinemayı, velhasıl ucundan kıyısından bulaşabildiğimiz türlü sanat dalını hayatımızın en büyük anlamlarından addediyoruz. Okumadan ve yazmadan zaten duramıyoruz. Ne zaman bir araya gelsek, hiç şaşmadan kendimizi kitaplar, filmler, oyunlar, performanslar, konserlerle dolu kocaman bir sohbetin içinde buluyoruz. Konuşmaktan ve gülmekten çenemiz yoruluyor. Hal böyle olunca, birlikte kitap okumak, kitaptan yola çıkıp hayattan konuşmak (bunda inanın hiç zorlanmıyoruz zaten), birbirimize yeni şeyler öğretmek (Çise bu konuda kesinlikle daha başarılı) karşı konulamaz derecede mantıklı ve heyecan verici bir fikir oluverdi.
İlk kitabımızı okuduk ve değerlendirme buluşmamızı da gerçekleştirdik bile. Bu yazı da bunun üzerine yazılıyor zaten Çise'nin de izniyle. İlk kitap benim seçimim oldu: Ercan Kesal'dan Peri Gazozu. Normalde dikkatimi çekecek türden bir kitap değildi ama takip ettiğim edebiyat çevrelerinde samimi dili ve naif öyküleriyle büyük beğeni topladığı için ben de bir şans verebileceğimi düşündüm. Nuri Bilge Ceylan'ın "Bir Zamanlar Anadolu'da" filminde tanıştığım ve aslında 25 yıllık bir tıp doktorluğu geçmişinin ardından sinemada boy göstermeye (hatta yıldızlaşmaya) başlayan Ercan Kesal; çocukluğu, annesi ve babasıyla ilişkisi, doktor olarak hizmet verdiği Anadolu'da karşılaştığı insanlar, hayatlar ve olaylar çerçevesinde bir anı-kitap olarak hazırlamış Peri Gazozu'nu. Hatta Çise'nin fark ettiği üzere, yazar bazı bölümleri önceki gazete yazılarından derleyerek kitaba dahil etmiş. Her bölümde belli bir başlık/konu altında bir araya getirdiği anekdotlarla oluşturmuş kitabını. Bu anekdotlar ki, kimisi bir oğlan çocuğunun belleğinden dökülen naif birer anı, kimisi bir hekimin gittiği ölüm tespitinde öğrendiği (bu toprakların hala kanayan yarası olmaya devam eden, edebilen) acı birer hikaye ya da gördüğü yanlışları dile getirmekten çekinmeyen ve kim olursa olsun "artık insan olmaya" davet eden bir aydının telkinleri. Kitabın hatırata dayalı içeriğinde kurgu desteği olabileceğini de düşündüğümüzü söylemeden geçmeyelim ama yine de biz "bize özel kitap kulübü"nün iki üyesi olarak, Peri Gazozu'nun bir nebze insan olabilenin içine işleyecek şeyler barındıran bir kitap olduğunu düşünüyoruz sevgili okur.
Kitapta beğendiğimiz cümleler, üzerine konuşmak istediğimiz bölümler, laf lafı açarken kendimizi içinde bulduğumuz meseleler derken akşamı ettik. Kulübümüzün ilk kitabının bizde bıraktığı tortulardan ve Ercal Kesal'ı tanımış olmaktan memnun şekilde evlerimize dağılırken, notumuzu da verdik: 10 üzerinden 7 :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder